Pages

Subscribe

2 Eylül 2010 Perşembe

atarlanmalar

eylül bereketiyle geldi resmen. bir mevsim kendini bu kadar mı belli eder arkadaş? dün şortlarla elbiselerle gezerken, bugün kalın bir pantolon ve ceketin içinde buluverdim kendimi. tabi şikayetçi değilim. hem de hiç. zaten yaz mevsimine zerre kadar tahammülüm yok, kusura bakmasın şimdi kimse. eskiden her tatil dönüşü "tatillerden nefret ediyorum, yaz mevsiminden tiksiniyorum" dediğimde sınıftakilerin üzerime çullanmasıdır artık susmamın nedeni. yoksa, kış mevsimi ♥ ben yani.

hala serdar ortaç fanı olan insanlar var, çok garip. hayır bi de bunlarla aynı masada oturup yemek falan yiyoruz bu daha garip. birisi de çıksa "eğer bana oy verirseniz serdar ortaç, petek dinçöz ve türevlerini piyasadan sileceğim!" dese ona oy veririm. tayyip hariç tabi. o kıçını yırtsa yine de oy çıkmaz benden. hıh.

2 gün sonra dersane sınavım var. çok heyecanlı, anlatılabilir gibi değil ya. bu senenin ilk YGS'si. bakalım 3 ay öncesinden beri ne kadar aşama kaydetmişim? gerçi sınavda çıkacak konuarı göz önüne alınca "dalgamı geçiyosun lan?" diyesi gelmiyor değil insanın ama en bilinen konu en yanlış yapılan konudur.

dersanenin aptal fizik testleri yüzünden test çözmekten korkar oldum. test 15 soru cevap anahtarında 14 soru var mesela. ya da doğru cevap seçeneklerde yok. bir de şu var: ....aşağıdakilerden hangisidir? A) 5/3 B) 1 C) 1/2 D) 2/2 E) 3/5
kaç milyon tane sorunun cevap anahtarını değiştirdik sayamadım. bir de hoca pişkin pişkin "olabilir arkadaşlar, gözümüzden kaçmıştır" demiyor mu. gel de boğ. olamaz efendim.

ama tüm bu yapılan yanlışlıklar ya da sinirlenmeler, pis bakış fırlatmalar önümüzde bir adet YGS ve 37467 adet LYS olduğu gerçeğini bir şakaymışçasına hafife alabilmemiz için yeterli değildir, olmayacaktır.
en iyisi gidip 3-5 test daha çözeyim de kendime geleyim.

0 yorum:

Yorum Gönder